TUR ROTASI :Kaş Merkez ofis, Fakdere Plajı, Çoban Koyu, Antik Sebeda limanı(bugünkü limanağzı koyu), Limanağzı Koyu, Hıdırellez Mağarası, Sebeda Antik kenti Nekropolü, Büyük Çakıl Plajı, Kaş Merkez Ofis.
Likya Kıyıları' nda Yürüyüş / Trekking Rotaları Likya ülkesinin gizemini, Akdeniz’in sonsuz maviliğini, Tahtalı Dağı’nın zirvesini, dağların kekik toplayıcı Yörüklerini, keçiboynuzunun kekremsi tadını, yalnızlığı, doğayı, dinginliği hissedebilmek için zamanın ve mekanın içindeki Likya Yolu serüvenini yaşamak gerekiyor. Muğla ili Fethiye ilçesi Hisarönü (Ovacık) mevkiinden başlayan rota, 555 kilometrelik güzergahın sonucunda Antalya ili Geyikbayırı köyünde sona eriyor. Rotayı Antalya’dan başlayıp Fethiye’de bitirebilmek de mümkün. Teke Yarımadası üzerinde kuzeyde Burdur-Gölhisar, batıda Muğla-Köyceğiz ile doğuda Antalya arasındaki bölge ‘Işık Ülkesi’ Likya’nın anayurdu sayılıyor. Kendilerini ‘Trmmili’ olarak adlandıran Likyalılar, özgürlüklerine düşkünlükleri ve savaşçı gelenekleriyle ün salmışlar. Coğrafyası çetin, iklimi sıcak bu bölgede kartal yuvası olarak tanımlanacak sayısız kent kuran Likyalılar, yerel kireç taşını işleyerek oluşturdukları ev ve tapınak tipindeki kaya-lahit mezarlarıyla özgün bir kültüre sahiptiler. Başkenti Patara olan Likya Birliği, özerk yönetim anlayışıyla günümüzdeki başta ABD olmak üzere birçok devlet modeline örnek olmuş durumda. Denizcilik, korsanlık ve paralı askerlik yapan Likyalılar, anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler. Adını Likyalılardan alan yürüyüş rotası yirmiyi aşkın antik kentin yanı ; Fethiye, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Yediburunlar, 18 kilometre ile dünyanın en uzun doğal plajlarından biri olan Patara Kumsalı, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Korsan Koyu, Türkiye’nin en güzel deniz feneri seçilen Gelidonya (Taşlık Burnu) Feneri, Adrasan Koyu, Musa (Olimpos) Dağı, Çıralı Plajı, Avrupa ve Türkiye’nin sahildeki en yüksek zirvesi olan Tahtalı Dağı (2366), Tekirova, Kesme Boğaz, Göynük Kanyonu, Göynük gibi doğal güzelliklerden geçerek Akdeniz kıyı şeridi boyunca uzanıyor. Parkur sadece kıyıyı takip etmekle kalmıyor, yer yer sarp yamaçlara çıkarak, kumsallara ve limanlara iniyor. Yaylalardan ve ormanlık alanlardan da geçen güzergah, Tahtalı Dağı’nda 1800 metredeki sedir ormanlarının yukarısında en yüksek noktasına ulaşıyor. Dinlenmek, yüzmek veya güneşlenmek isteyenler için de alternatifler sunan Likya Yolu, pansiyon, restoran ve plaj olanaklarından yararlanabileceğiniz birçok sahil köyünün içinden veya yakınından geçiyor. Yürüyüş Rotaları ; Kalabantia, Sidyma, Pydnai, Letoon, Xanthos, Patara, Phellos, Antiphellos, Sebada, Apllania, Aperlai, Teimussa, Simena, Sura, Andriake, Myra, Belos, Gagai, Melanippe, Olimpos, Chimera (Yanartaş), Phaselis antik kentleri yanı sıra St Nicholas (Noel Baba) Kilisesi, Alakilise, Papazın Kayası, Gedelme Kalesi, Delikkemer ile Xanthos’a su götüren su kemerleri gibi tarihi mekanlara uğruyor. Xanthos ve Letoon ören yerlerinin UNESCO dünya mirası listesinde olduğunu belirtelim. Kuruluşumuz;
|
YÜRÜYÜŞ PROGRAMI
Sabah saat 09:00`da ofisimizde buluşup, rehberinizden ufak bir brifing aldıktan sonra turumuz başlar. Yaklaşık olarak 20 dakikalık bir transferin ardından Fakdere Koyu`na varılır. Köy patikası kullanılarak Fakdere Plajına inilir. Burada küçük bir molanın ardından Likya Yolu kullanılarak , önce Çoban Koyu`na oradan da Antik Sebeda limanının doğusuna (bugünkü Limanağzı Koyu) ulaşırız. Limanağzı Koyu`nda lezzetli bir öğle yemeğine katılıyoruz. Buradan ister denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkartabilir, isterseniz de rehberiniz ile birlikte Hıdırellez mağarasına yürüyüp geri dönebilirsiniz. Denizin tadını çıkarttıktan sonra Kaş`a doğru yürüyüşümüz tekrar başlar. Yolumuzun üzerindeki Sebeda Antik kenti Nekropolünden kalma birkaç antik mezar da bize eşlik eder. Bir saatlik bir yürüyüşün ardından Büyük Çakıl plajında son bir yüzme molası verip buz gibi sularında kendimize geliyoruz. Programı ve bu güzel günü tamamlamış oluruz.
Yükseklik, deniz seviyesinden yaklaşık 100 metre olup yürüyüş süresi 4 ila 4,5 saattir.
Minimum katılımcı sayısı 4 kişidir.
Etkinlik fiyatı kapsamında olan hizmetler, rehberlik hizmeti, ikramlar ve öğle yemeğidir.
Öğle yemeği sırasındaki içecekler, fiyata dahil değildir.
Dileyenler Limanağzından Kaş`a tekne ile dönebilirler ancak tekne fiyata dahil değildir.
YÜRÜYÜŞ ROTASI’nın BULUNDUĞU YER ve LİKYA BÖLGESİ TARİHİ COĞRAFYASI
Etno-kültürel bir yapı gösteren Likya bölgesi Anadolu’nun güney batısında yer almakta olup, doğusunda Antalya Körfezi’nin (mare Pamphylium) batı sahiliyle batısında Dalaman Çayı (İndus) arasında kalan ve bugün Teke yarımadası olarak adlandırılan dağlık bölgeyi kapsamaktadır. Bölgenin güneyi, kıyısındaki çok sayıda koya sahip Akdeniz ile sınırlanırken, kuzeyi 3000 m.’yi aşmakta olan yüksekliği ile Akdağ ve Beydağları gibi Akdeniz’e dik inen dağlarla belirlenir. Bölgenin geneli oldukça dağlık olmasına rağmen farklı özelliklere sahip coğrafi alanlara ayrılabilir. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu güney bölüm, kendi içinde doğu, orta ve batı olmak üzere daha küçük üç coğrafi yörelere ayrılırken, kuzey bölüm geneli İç Anadolu’nun yüksek platosunun coğrafi ve iklim özelliklerini göstermektedir. Bu doğal farklılık aynı zamanda kültürel açıdan da farklı alanlara işaret etmektedir.
Likya’nın doğu sahili, 2375 m.’ye ulaşan Tahtalı Dağ’ı gibi Antalya Körfezi’nin batısında kıyıya paralel devam eden Bey Dağları ve denizle sınırlanan dar bir kıyı şeridine sahiptir.
Kuzey-güney yönünde Akdeniz’e uzanan dağ sıralarını izleyen iki nehir vadisi arasında (Xanthos-Limyros); ortalama yükseklikleri 500 m. İle 1200 m. Arasında değişen karstik dağlarla birlikte, bunların çevresinde tarıma uygun küçük düzlüklerin ve geniş birikinti ovalarının oluşturduğu coğrafi yapısıyla, Orta Likya oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır.
Yaklaşık 60 km. uzunluğundaki Eşen Çayı’nın (Xanthos) her iki kıyısında yer alan geniş vadi, Orta Likya ile birlikte neredeyse tüm bölgeyi kaplayan Baba (Kragos) Dağları’nın bulunduğu Batı Likya’yı belirgin şekilde ayırmaktadır.
Demre (Myros), Eşen (Xanthos), Aykırı (Arykandos) Çayları çevrelerindeki dağ sıralarından tüm yıl boyunca beslenmekte ve hem kendi vadileri boyunca, hem de denize döküldüleri yerlerde oluşturdukları birikinti ovaları ile tüm bölge için verimli tarım alanaları oluşturmaktadır. Bölgenin diğer bir büyük su kaynağı olan Başgöz (Arykandos) Çay’ı ise kuzeyindeki yüksek dağlardan beslenmekte ve debisi düşük olmasına rağmen kendisine katılan dere ve pınarlarla tüm yıl boyunca düzenli bir şekilde akmaktadır.
Orta Likya’da düzenli akan doğal su kaynaklarına sahip az sayıdaki yerleşimin dışında, dağların yeterince yüksek olmamasından dolayı tüm yıl boyunca kullanılabilecek su kaynakları sınırlıdır ve bu durum yaz aylarında su sıkıntısı çekilmesine neden olur. Coğrafi ve iklim özellikleri açısından daha çok Anadolu Platosu’na dahil olan Tekeli Yaylası, kuzey-güney hattında Başgöz (Arykandos) ve Eşen (Xanthos) Çayı vadilerinin oluşturduğu az sayıda doğal geçit dışında, ulaşılması oldukça güç dağ sıralarıyla bölgenin güneyinden ayrılır. Yükseklikleri 700 m. ile 1500 m. Arasında değişen, güneybatı- kuzeydoğu doğrultusundaki sıradağlarla çevrili, geniş çukurluklar ve deniz seviyesinden yüksekte yer
alan çanak formlu karstik havzalar içeren bu yöre, merkezi dağlık Likya doğal oluşumunu tekrarlamakla birlikte, daha geniş düzlüklere sahiptir. Girdev, Bulanık, Barandı gibi küçük yaylaların yanı sıra oldukça oldukça verimli tarım arazisiyle Elmalı Yaylası bölgenin en geniş düzlüğüdür.
Kuzeydeki İç Anadolu Platosu’nun tuzlu göllerinin aksine kuzey Likya’da bulunan göller tatlı su toplamaktadır. 1960’lı yıllarda tarımsal amaçlarla kurutulmuş olan Elmalı Yaylası’ndaki Karagöl buna örnek olarak verilebilir. Fakat bu gölün kurutulması bugün tüm yörede taban suyu seviyesinin alçalması, ormansızlaşma ve kuraklaşma gibi olumsuz çevresel etkileri de beraberinde getirmiştir.
Zam, küçük köy yerleşimlerinden ulaşılan küçük bir orman eviyle başlar. Birkaç yüz metre yürüyüş yaptıktan hemen sonra, ağaçlarla kaplı ve bulutlar ve gökyüzü ile yüceltilmiş vadi panoraması manzarasının keyfini çıkarmayı bıraktık… Antik Phellos kenti, etkileyici nekropol ve ağaçlara ve çalılıklara gizlenmiş mezarları ile kendini gösteriyor .Çukurbağ köyüne doğru indikten sonra iyi korunmuş mimari ve eski evler görülmeye değer. Yürüyüşün son bölümünde, Kaş'a doğru yürüyen Yunan adası Meis, Kaş Çukurbağ Yarımadası'nı çevreleyen koyların muhteşem panoramasının arka planında olacak.
Tüm ekipman + ulaşım + rehber
Tüm yürüyüşler, rehber (eğitmen veya grub lideri) refakatinde ve azami 4 kişilik gruplar (+rehber) şeklinde yapılır.
Hava koşullarına bağlı olarak, konukların emniyeti ve rahatı için tur programında değişiklikler yapılanabilinir.
Yürüyüş Turu Turu (Trekking) için ulaşım, özel servislerimizle yapılmaktadır. KAŞ içinde buluşma yeri ve tur bilgisi için ; 0252 612 00 39 'u arayın .